Bakan Tekin, konuşmasına şehitlere Allah'tan rahmet, yaralılara şifa dileyerek başladı.

 

Tekin, Bakanlık olarak çocukların değerleri, kültürleri yaşamalarını, öğrenmelerini arzu ettiklerini belirterek bu mantıkla hareket ettiklerini söyledi.

 

Temel hak ve hürriyetlerin güvence altına alındığı, bu hakların kamu otoritesi tarafından sağlandığı Türkiye'yi oluşturmak için yoğun çaba içinde olduklarını dile getiren Tekin, "Bizim yaklaşımımıza göre dini inanç ve ibadet hürriyeti, evrensel sözleşmelerde olmasa dahi temel hak ve hürriyetlerin 'çekirdek haklar' diye tanımladığımız kategorisinin içinde yer alır." diye konuştu.

 

Tekin, ne bir kamusal otoritenin ne de uluslararası bir mekanizmanın herhangi bir dinî inancı veya bu inanca ait bir ibadeti tanımlama yetkisine sahip olmadığını vurguladı.

 

İnsanların dinî inancı yaşama hürriyetinin kamusal otorite tarafından güvence altına alınmasının önemine de dikkati çeken Tekin, Bakanlık olarak bu hakları tüm vatandaşlara tanımayı kendilerine ödev gördüklerini belirtti.

 

Bakan Tekin, şunları kaydetti: "Bakanlık olarak bu inancın ve bu inancın gerektirdiği ibadet ve ritüellerin çocuklara, gelecek kuşaklara aktarılması için müfredatlarımızı revize ettik. Bu; bizim millî birliğimizin, ulusal birliğimizin, ülkemizin, milletimizin birlik ve beraberlik içinde yaşamasının yegâne koşuludur. Hep birlikte amasız, fakatsız bunu hayata geçirmek durumundayız.

 

Millî Eğitim Bakanlığı olarak 2024-2025 eğitim öğretim yılında uygulamaya koyduğumuz Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli ile çocuklarımıza din kültürü ve ahlak bilgisi derslerinde ve diğer seçmeli derslerde bu birliği sağlayacak, devam ettirecek bir eğitim öğretim sürecini hayata geçirmeyi arzu ediyoruz, bunu da hayata geçirdik."