TBMM'de kabul edilen mesleki eğitim stajına devlet katkısına ilişkin detayları açıklayan Millî Eğitim Bakanı Mahmut Özer, ''4 yıllık eğitimi boyunca mesleki eğitim merkezlerine devam eden öğrencilerimiz aylık asgari ücretin 3'te 1'i kadar ücret alıyorlar. Aynı zamanda iş kazaları ve meslek hastalıklarına karşı da sigortalanıyorlar. Cumhurbaşkanı'mızın da grup konuşmasında açıkladığı gibi 3308 sayılı Mesleki Eğitim Kanunu'nda yapılan değişiklikle iki önemli iyileştirme sağlandı. Bunların biri mesleki eğitim merkezlerine devam eden öğrencilerin her ay almış oldukları asgari ücretin 3'te 1'ini artık devlet üzerine aldı. Yani işveren üzerindeki yükü kaldırmış oldu. Dolayısıyla işveren için mesleki eğitim merkezlerinden işletmelerine öğrenci almaları ve onların eğitimine katkıda bulunmaları çok cazip hâle geldi. Diğer taraftan 3'üncü yılın sonunda kalfa olan öğrencilerimiz de 4'üncü yıla yani son sınıfa devam ederken artık asgari ücretin 3'te 1'i kadar değil, asgari ücretin yarısı kadar ücret alabilecekler. Asgari ücrette bu sene yapılan iyileştirmeyi göz önüne aldığınızda yani 4 bin 250 liralık bir orandan bahsettiğimiz zaman kalfalığa 2 bin 125 TL civarı bir ücret ve lise birden itibaren mesleki eğitime devam eden öğrencilerimiz de 1400 TL civarında bir ücret almış olacaklar.'' diye konuştu.
Yeni düzenlemenin mesleki eğitim merkezlerini öğrenci ve işveren açısından daha cazip hâle getireceğini vurgulayan Bakan Özer, ''Bunun en büyük özelliği şu: Mesleki eğitim merkezlerine kaydolabilmek için yaş sınırlaması yok, ortaokul mezunu olmak yeterli. Dolayısıyla Türkiye'deki şikayet edilen genç işsizlik oranlarının azaltılmasında mesleki eğitim merkezleri çok aktif olacak. Artık işverenin de 'Aradığım elemanı bulamıyorum.' mazereti ortadan kalkmış olacak çünkü mesleki eğitim merkezi üzerindeki eğitimde işveren üzerinde hiçbir maddi yük olmayacak, devlet tamamını üstlenmiş olacak.'' dedi.
2021'de 1441 patent, faydalı model, tasarım ve marka tescili
Bakan Özer, fikrî mülkiyetin bir ülkenin ekonomik kalkınmasında çok kritik işleve sahip olduğunu söyleyerek ''Sadece fikrî mülkiyetin haklarının tescili değil, aynı zamanda bunların ticarileşmesi ve ekonominin de katma değeri yüksek olan sektörlere doğru kayması bir ülkenin gelişmişliği anlamında da çok kritik öneme sahip. Biz de Millî Eğitim Bakanlığı olarak aslında yüksek öğretimde olması gereken fikrî mülkiyet ile ilgili kapasiteyi temel eğitim ve ortaöğretimde geliştirmek için çok önemli adımlar attık. Öncelikle mesleki teknik eğitimi başlattık. Çünkü mesleki teknik eğitimin patentten, faydalı tasarımdan, marka tesciline kadar birçok ürünü üretebilme kapasitesi var. Bu kapasiteyi harekete geçirdik." diye konuştu.
Bakan Özer, bu kapasiteyi sadece mesleki teknik eğitim ile ilgili sınırlamadıklarını belirterek "Aynı zamanda bilim sanat merkezlerine ayırdık. Bilim sanat merkezleri özel yetenekli öğrencilerimizin eğitim aldığı, yeteneklerini geliştirdikleri bir okul dışı eğitim birimidir. Buradaki yetenekli öğrencilerimizin de bu alana yönelmelerini sağlamak için bilim sanat merkezlerinde Türkiye Patent ve Marka Kurumu'nun da desteği ile eğitimler düzenledik. Öğretmen ve öğrencilerimizin bu alana doğru yönelmesi ile ilgili önemli adımlar attık. İnanılmaz bir performans ortaya çıktı. 2021 yılında 753 patent, faydalı model ve marka tescilini hedeflerken 1 yıl bitmeden bin 441 tane ürünün tescilini almış olduk. Bu hakikaten Millî Eğitim Bakanlığında ortaöğretim seviyesindeki bu alanla ilgili ne kadar büyük bir kapasitenin olduğunu da göstermiş oldu.'' dedi.