Öğrenciler için Türkiye genelinde başlatılan ilgi, kişilik, yetenek ve beceri taramalarıyla öğrencilerin bu konulardaki yönelimlerinin erken yaşlarda belirlenmesi ve öğrenim hayatları boyunca doğru bir şekilde yönlendirilebilmeleri amaçlanıyor.
Tarama çalışmaları, öğrencinin tanınması ve bu tanımanın takibinin yapılarak, öğrenciye eğitim yolculuğunda kişiselleştirilmiş bir yol haritası sunulabilmesi için önemli bir aşama olma özelliğini taşıyor.
Bu taramalar, öğrencilerin becerileri, sözel yetenekleri, analiz yapabilme, çıkarımlarda bulunma, eleştirel düşünme, resim, spor, müzik gibi sanatsal ve bedensel faaliyetlerde yatkınlıklarının tespiti ile çocuğun potansiyelinin açığa çıkartılmasına yönelik çıktıları beraberinde getirecek.
Taramalar sonucunda elde edilen sonuçlar da "e-rehberlik" modülüne işlenecek. Böylelikle veriler üzerinden izleme geliştirme çalışmaları yapılacak. Bunun sonucunda çocukların, yeteneklerine ve ilgi alanlarına göre yönlenmesine rehberlik edilecek.
"Bir çocuğun kabiliyeti tesadüfen keşfedilmeye bırakılamaz"
Millî Eğitim Bakanı Ziya Selçuk, konuyla ilgili yaptığı değerlendirmede, geçen yıl 800 bin öğrencinin yetenek tarama çalışmalarının gerçekleştirildiğini anımsattı.
Bu taramaların sonuçlarının, e-rehberlik modülüne işlendiğini ve modül üzerinden izleme geliştirme süreçlerine geçildiğini anlatan Selçuk, şunları kaydetti: "Bir çocuğun yeteneğini keşfetmek ve onu doğru yönlendirmek, hem onun için hem de ülke için en değerli hediyelerden biridir. Millî Eğitim Bakanlığı olarak öğrencilerimizin ilgi, yetenek ve becerilerini erken yaşta belirleyebilmek amacıyla tarama çalışmaları yürütüyoruz. Böylece çocuklarımıza ilgi, yetenek ve yönelimlerine göre rehberlik edebileceğiz.
Geçtiğimiz yıl 800 bin öğrencimizle gerçekleştirdik. Bakanlık olarak hedefimiz, bu taramaları ülke genelinde tüm çocuklarımızla birlikte yapmak. Bu taramaları, çocuklarımız için pedagojik açıdan çok değerli görüyorum. Böylesi kıymetli bir çalışmayı, zeka (IQ) testine indirgemek büyük bir haksızlık olur. Zira bir çocuğun kabiliyeti, merakı ve gönlünün muradının kaderi bir gün tesadüfen keşfedilmeye bırakılamaz."