Aydıncık İlkokulu ve Köy Yaşam Merkezinin açılışında konuşan Millî Eğitim Bakanı Mahmut Özer, Samsun'da başlatılan köy yaşam merkezi projesinin Ankara'da da hayata geçirilmesinden büyük mutluluk duyduğunu belirtti. Son yirmi yılda eğitimde gelinen noktaya işaret eden Özer, "Son yirmi yıl, ülke evlatlarının bulundukları bölgelerden eğitimin tüm kademelerine çok rahat bir şekilde eğitime erişebildikleri bir dönem oldu. Bunun için 81 il ve 922 ilçede eğitim seferberliği ilan edilerek çok önemli yatırımlar yapıldı." diye konuştu.
Millî Eğitim Bakanlığının yaklaşık 19 milyon öğrenci ile 1.2 milyon öğretmeni olan bir eğitim sistemine sahip olduğunu anımsatan Özer, "Bu eğitim sisteminin toplamı, 150'ye yakın ülkenin nüfusundan fazla. Çok devasa bir sistem var. Şimdi bu kritik sürecin en önemli özelliği, eğitimin tüm kademelerinde çağ nüfusunun okullaşma oranlarının artmasıdır." dedi.
Türkiye'de eğitimin tüm kademelerinde okullaşma oranlarının artarak gelişmiş ülkelere yaklaştığını söyleyen Özer, Türkiye'nin bu aşamaya 70 yıl gecikmeyle son yirmi yıl içinde ulaştığını kaydetti.
En kalıcı ve güçlü sermayenin ülkenin beşeri sermayesi olduğuna vurgu yapan Özer, son yirmi yılın eğitimin önündeki antidemokratik uygulamaların kaldırıldığı ve eğitim alanında toplumsal taleplerin karşılandığı bir dönem olduğunu söyledi.
Geriye bakıldığında sürecin homojen ilerlemediğini belirten Özer, pek çok operasyona rağmen eğitime sağladığı katkı ve destekleri için Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a şükranlarını sunduğunu belirtti.
Türkiye'nin köylerden ilçelere, ilçelerden şehirlere, şehirlerden metropollere göçe şahit olduğunu anımsatan Bakan Özer, öğrenci sayısı azalan köylerdeki çocukların eğitimden mahrum kalmaması için taşımalı eğitim sisteminin ortaya konulduğunu dile getirdi.
Öğrencilerin en yakın konumdaki okullara ücretsiz olarak taşındığını ve taşımalı eğitimden yararlanan öğrencilere öğle yemeği verildiğini aktaran Özer, bu projenin maliyetinin yıllık yaklaşık 6-7 milyar lira olduğunu belirtti.
Sosyal politikalar uygulanmadığı sürece eğitime erişimin artırılmasının mümkün olmadığının altını çizen Bakan Özer, sözlerini şöyle sürdürdü: "Özellikle Kovid-19 sürecinden sonra artık insanlar yavaş yavaş metropolden şehirlere, şehirlerden ilçelere, ilçelerden köylere doğru hareket etmeye başladı. Nasıl bugün ülkelerin enerji teminiyle ilgili süreçleri çok iyi kontrol etmesi gerekiyorsa artık gıda tedarik zincirlerinde yaşanan olağanüstü durumlarından dolayı tarım ve hayvancılık da ülkelerin en kritik alanları olmaya başladı. İşte bu eğilimleri, doğal akışları göz önünde bulundurarak dedik ki köylerdeki okullarımızı artık bu atıl durumdan kurtaralım ve vatandaşımızın erişimine açalım. Bunun için ilk planda köy ilkokullarını hizmete açmayı planladık ve yönetmeliği değiştirerek öğrenci sayısına bakılmaksızın istenilen tüm köylerimizde köy ilkokulunu açabilmenin önünü açtık."
Yönetmelik değişikliğiyle 12 bin çocuk, okul öncesi eğitimle buluştu
Bu dönemde öncelik verilen alanlardan okul öncesi eğitime erişimi artırmak için köy okullarındaki anaokulu ve ana sınıfı açma kriterinin 10 öğrenciden en az 5 öğrenciye düşürüldüğünü hatırlatan Özer, "Çok basit bir hamle yaptık. Öğrenci sayısını 5'e düşürdük. Türkiye'de 1.800 köyde 12 bin çocuğumuz, sadece bu yönetmelik değişikliğiyle ana sınıflarında yer buldu." dedi.
Okul öncesi eğitime yapılan yatırımlarla son dönemde 5 yaştaki 4 binin üzerindeki çocuğun ana sınıfı ve anaokullarına gitmeye başladığını söyleyen Bakan Özer, "Nasıl 11 ay gibi kısa bir sürede 5 yaştaki okullaşma oranını yüzde 78'lerden yüzde 90'lara çıkardıysak, inşallah, bu yılın sonuna kadar da bu rakamı yüzde 100'e çıkaracağız." diye konuştu.
Köy yaşam merkezlerinin köy ilkokulu ve köy anaokuluyla sınırlanmadığını anlatan Özer, şunları kaydetti: "Aynı zamanda dedik ki -köylerimizde olabilir ki öğrenci yoktur- köy ilkokulu olarak kullanamayız. Öğrenci yoktur, köy anaokulu olarak da kullanamayız. O zaman, o binayı nasıl kullanacağız? O zaman işte halk eğitimi merkezi açacağız. Tüm köy yaşam merkezlerinde mutlaka halk eğitimi merkezi olacak. Orada vatandaşlarımız tarımla ilgili, hayvancılıkla ilgili veya kişisel gelişimle ilgili hangi eğitim istiyorlarsa Altındağ'a gitmeden, Ankara'ya gitmeden bu eğitimlere erişebilecekler. Eğer halk eğitimi merkezi olarak da açabilme imkânı yoksa Gençlik ve Spor Bakanlığımızla birlikte yaz kamplarına dönüştüreceğiz. Yani ilkokulundan anaokuluna halk eğitimi merkezinden gençlik kampına, çok fonksiyonlu bir şekilde kullanabilme imkânı olacak köy yaşam merkezlerinde..."
Halk eğitimi merkezlerinde 7 ayda 7 milyon 142 bin 529 vatandaşa erişildi
Millî Eğitim Bakanlığının hayat boyu öğrenme kurumlarıyla her yaş grubundan vatandaşın hizmetinde olduğunu dile getiren Özer, bu yıl bu alanda da seferberlik ilan ettiklerini duyurarak sözlerine şöyle devam etti:
"Geçen sene halk eğitimi merkezlerinden yararlanan kursiyer sayısı yaklaşık beş milyon civarındaydı. 2022 yılında her ay en az 1 milyon vatandaşımıza ulaşabilme hedefi koyduk. 7 ayın sonunda 7 milyon 142 bin 529 vatandaşımıza eriştik ve bunun yaklaşık yüzde 70'i kadınlarımız. Yani biz kadınlarımızı sürekli güçlü kılmak, özellikle iş gücü piyasasında daha sağlam bir şekilde adım atmaları için, ev hanımıysa yaşam becerilerini artıracak her türlü destekle kadınlarımızın yanında yer almaya devam edeceğiz."
Halk eğitimi merkezi ve olgunlaşma enstitülerindeki usta öğreticilerin ücret artışı taleplerinin de yerine getirildiğini aktaran Özer, yıl sonuna kadar halk eğitimi merkezlerinde 12 milyon vatandaşa ulaşma hedefine ulaşmak için herhangi bir engelin olmadığını söyledi.
Yeni eğitim yılında 1000 köy yaşam merkezi açılacak
Köy yaşam merkezlerinin ilkini Samsun'da açtıklarını dile getiren Özer; sonra Bitlis, İzmir ve İstanbul ile devam ettiklerini bugün de Ankara'daki ilk açılışı yaptıklarını ifade etti.
Köy yaşam merkezlerinin çok verimli işleyen mekânlar olması için çalıştıklarını kaydeden Bakan Özer, "İnşallah, 12 Eylül'de 2022-2023 eğitim öğretim yılı başladığı zaman 1000 köy okulunu halk eğitimi merkezi, köy ilkokulu, anaokulu olarak açabilme imkânımız olacak ve Külliye'de çok güzel bir tanıtımla tüm kamuoyuyla bu adımı paylaşabilme imkânımız olacak." dedi.
Sürece emek veren herkese teşekkür eden Bakan Mahmut Özer, Aydıncık Köy Yaşam Merkezinin hayırlı olmasını diledi.